Sabahattin Ali – Kıyamadığım Tiyatro oyunu ve bir bebekten bir katil yaratan sistem

Geçen hafta Cevahir A Sahnesinde Güneş Yakın ile birlikte izledik.

Emeği geçen herkesi kutluyorum.

Bizi oyuna davet eden, oyunun iki dramaturg undan biri olan , eski öğrencim yeni meslektaşım dramaturg, yazar, yönetmen ve Karagöz Ustası Hayali M. Emin Taşdemir’e teşekkür ediyorum. 

İyi metin iyi Cast iyi yönetim.

Arkadaşım Cihangir Köse, Kamyon Şöförü rolü ile ödüllük bir oyunculuk performansı sergiliyor.

Sabahattin Ali başrolde olsa da tıpkı William Shakespeare’in Jül Sezar oyununda dramatik açıdan dönüşüm geçiren asıl başrolün iki yüce değerden hangisini seçerse seçsin yıkımın kaçınılmaz olacağından Brutus olması gibi  ( Brutus – Sezar’ı daha az sevdiğimden değil Roma’yı daha çok sevdiğimden bu suikastta sizinleyim.), bu oyunda da dramatik açıdan vatan  (çarpık ve suistimal edilmiş bir milliyetçilik) sevgisi ile vicdan azabı arasında kalan Kamyon Şöförü , dramatik – trajik bir açmazda kaldığından bana göre asıl başroldür. 

Oyunda, sivil polislerden birini oynayan (ve aynı zamanda MAVİ KUMPANYA – YILDIZLARIN GÖLGESİNDE AĞLAMAK oyunundaki partnerim) Eren Akbulut da fark yaratıyor partneri sivil polis ile birlikte. 

Yazar Erkan Çelikol,  oyununu bütün Sabahattin Ali  külliyatını inceleyerek titizlikle hazırlamış, yazmış.

Sohbetlerimden öğrendiğime göre, yazar, oyundaki Sabahattin Ali’nin eşi karakterini , gerçek hayatta Sabahattin Ali ‘nin hayatına giren kadınları bir potada eriterek ve en çok da onun Kürk Mantolu Madonna kurgu karakteri ile birleştirerek oluşturmuş.

Zaten bütün oyun kurgusal bir Siyasal Cinayet , bir siyasi faili meçhul şeklinde dizayn edilmiş. 

Oyundan çıkarken güncel bir örnek olarak çarpık ve suistimal edilmiş güncel Ogün Samaslar örneği üzerinden, Hrant Dink’in eşi Raşel Dink ‘in o güzel özdeyiş gibi cümlesi aklımdan geçiyordu  :

” Bir bebekten bir katil üreten sistem.”

Savaş Aykılıç